Sosyal medya büyük bir hızla büyüyor ve artık sadece genç
kuşağın özel alanı olmaktan çıkmış durumda. Buna paralel olarak hem otomobil
üreticileri ve hem de bayileri sosyal medyanın değerini kavramış olmakla
birlikte, onu nasıl daha etkin kullanabileceklerini öğrenmeye devam ediyorlar.
Hazırlıksız yakalanmış olmalarına rağmen gerek üreticiler gerekse
de bayileri, sosyal medya ve diğer kanallarla mevcut müşterilerinin ve
potansiyel alıcılarının ilgisini nasıl çekeceklerini öğrenmek zorundalar.
Sosyal angajman ve postlar (sosyal medya iletişimleri) giderek diğerlerine
kıyasla daha başarılı algılanan otomotiv tanıtımlarını farklılaştırıyor ve bu
iletişim yöntemi, otomobilin ve otomobil markalarının tüketiciler için bir
tutku olduğu gerçeğini süreklilikle güçlendiriyor.
Aslında, üreticiler ve bayiler sosyal medya işlerinde genellikle
aynı yöne doğru paralel hareket etmekteler. Ancak IBM'in yapmış olduğu bir
araştırmada ortaya çıkan tek kopukluk, bayilerin üreticilerin sosyal medya
girişimlerinden daha fazla haberdar olmak istemeleridir.
Tüketiciler mobil cihazlara giderek daha da fazla
odaklanıyorlar. Bu cihazlarla, tüketicilerin medyada harcadığı zaman yaklaşık yüzde
23 artmış. Yine de, mobil halihazırda toplam reklam harcamalarının sadece yüzde
1'ini oluşturuyor. Tersine, tüketicilerin geleneksel basılı medyada
harcadıkları zaman ise yüzde 6'ya düşmüş, ancak kurumlar reklam bütçelerinin
neredeyse üçte birini hala basılı medyaya ayırmaktalar.
Bu çelişki niye? Nedenin bir parçası dijital reklamın hala
olgunlaşmakta olduğudur ve hoşlanacakları, kabul edecekleri şekilde tüketici yaklaşımının
geliştirilme ihtiyacıdır. Televizyon veya basılı medyanın aksine, örneğin, mobil
cihazlar yoluyla yapılan mobil reklamlar tüketiciden ters bile tepmektedir. Ne
var ki, otomobil üreticileri önümüzdeki üç ila beş yıl içinde bu teknolojilerin
kullanımını genişletmek için yollar aramaktadır. Otomotiv pazarlama
yöneticilerinin büyük çoğunluğu sosyal medya kullanımını artırmayı planlamakta
ve mobil uygulamalarında kendi paylarını büyütecek yollar aramaktadır.
Hatta en geleneksel pazarlama yöneticileri bile yeni ve
dijital araçların önümüzdeki yıllarda tüketici ile ilişki kurmanın birincil
yolu olacağını itiraf ediyorlar. Geleneksel medyanın aksine, tüketici kimin ne
aldığının veya almadığının neredeyse tam kontrolü altındadır. Her zamankinden
daha fazla, otomotiv pazarlama ve iletişim uzmanlarının doğru pazar segmentleri
için doğru mesajların seçiminde son derece yaratıcı olmaları ve bireysel
tüketicilerin tercih edecekleri medyaya bu mesajları göndermeleri gerekmektedir.
Geleneksel otomotiv satış modeli, fırtınalı da olsa
üreticiler ve bayiler arasında tarihsel bir çalışma ilişkisi oluşturmuştur.
Bugünün dünyasında ise, bu ilişki genişlemekte olan otomotiv ekosisteminde iş ortaklarını
ve müşterileri kapsayacak şekilde güçlendirilmelidir.
Sosyal teknolojilerin hızlı yükselişi şirketlerin kolektif zekaya,
dağınık duran bilgiye ve kurumların içerisinde veya dışında olan bireylerin
uzmanlıklarına ulaşabilme yeteneğini artırıyor. Bu bilgiye ulaşabilmek
şirketlere, yeni ürün ve hizmetler
geliştirmek, en iyi uygulamaları paylaşmak, yenilikçi yollarla iş yapmak ve
gelecekteki olayları tahmin edebilmek gibi somut faydalar sağlayabilir.
Özellikle otomotiv sanayi için, yaratıcı videolar,
promosyonlar, yarışmalar ve oyunlar gibi kendi marka ve modellerine dikkat
çekme taktikleri ile kamuoyunun üreticiyle ilişkide kalmasını sağlamaya
çalışması gerekmektedir. Bayiler ise üreticilerle ilişkide olan bu müşterileri
çekmek için yerel bağlam ve eylemleri sağlayabilirler.
Otomobil
üreticileri ve bayilerinin bundan böyle; doğru medya aracılığıyla, doğru hedef
kitlelere, doğru mesajları seçtiğinden her zamankinden daha fazla emin olması
gerekecektir.
Bir çok otomotiv yöneticisinin ağzına pelesenk olan
"sürdürülebilirlik", kavram olarak kanımca anlamını tüketmiştir ve
otomobil perakendeciliği işinde bundan böyle yerini "sürdürülebilir
uyum" kavramına bırakacaktır. Sürdürülebilir Uyum ise ancak ve ancak
yukarıdan aşağıya sağlanacak, yani üreticiden ulusal dağıtıcıya ve dağıtıcıdan
da bayiye uzanan entegre bir sistemle sağlanabilecektir. Bu entegre sistemin
içerisine yeni ortakların katılacağından da hiç kuşkunuz olmasın. Bu
ortaklıklar kimi zaman kendini teknoloji sağlayıcıları olarak gösterirken, kimi
süreçlerde telekomünikasyon firmaları ve kimi alanlarda da alternatif perakende
kanalları olarak gösteriyor olacaktır.
Unutmayalım ki; bugün anlamlı görünen yarın muhtemelen öyle
olmayacak. Bu hiç bitmeyecek !!!
"Asla Vazgeçmeyenler"in yeri, Kazananlar
Kulübünde tekrar görüşmek üzere...