Olan biteni bir devrim olarak nitelemekte sakınca görmüyorum
ve otomotiv işinin tüm bileşenleri de aslına bakarsanız bu devrimin henüz
ortasındadır. Kişiye özel ürün ve hizmetleri talep eden tüketiciler ile karşı
karşıya kalan otomotiv üreticilerinin neredeyse bir asırlık gelenekleri (
özenle yapılandırılmış marka imajı, yol performansı, güvenlik özellikleri ve
mülkiyet özgürlüğüne dayalı geleneklerden bahsediyorum) bir kenara atması ve
yenilikçi perakende iş modellerini takip etmesi gerekmektedir. Dolayısıyla
otomotiv üreticileri, eskiye göre daha sofistike hale gelen dijital çevrim-içi tüketicilerin
beklentilerini kucaklamalı, eskiye göre çok daha geniş bir satış ekosisteminde işbirlikleri
kurmalı ve yeni gelir sistemlerini işletiyor olmalıdır. Otomotivciler değişen bu
pazarda yol bulabilmek ve günümüz seçici müşterilerini yarının değerli marka
elçileri haline döndürebilmek için, bundan sonra açıklayacağım yenilikçilik ve mükemmellik
yaklaşımını göstererek, önlerinde duran bu bulmacayı çözebilirler.
Batılı tüketiciler artık mobilite ihtiyaçlarına bakıyorlar
ve otomobillerinden de aynen diğer akıllı cihazlarının sunduğu yetenekleri ve
kolaylıkları bekliyorlar. Kendi tablet
ve mobil cihazlarına bakan gözle otomobillere de bakmaya başladılar ve bu
demektir ki, sadece kaliteli, güvenli ve güvenilir ulaşım aramayacaklar artık,
aynı zamanda otomobillerini dijitale bağlı yaşamlarının bir uzantısı olarak görmeye
başlayacaklar.
Zaten birçok endüstri bu müşterilere ulaşmak ve onları
kazanmak için halihazırda değişmektedir. Örneğin hızlı tüketim perakende
sektöründe mağaza içi alışveriş deneyimleri özelleştirilmekte, dijital dağıtım
kanalları eklenerek, online ile geleneksel alışveriş arasına sorunsuz bir sonuç
elementi konmaktadır. Diğer B2C (tüketiciye direkt satış yapan) işletmeler, hemen
hemen her ürün kategorisinde, ürünleri ve hizmetleri ile tüketici deneyimini
geliştirmek için her tüketici temas noktasında bilgiye ulaşmakta ve müşteriyi yakalamaktadır.
Otomotiv endüstrisi perakende modeli ise, ilk otomobil modeli
daha bir asır önce montaj bantlarından indiğinde ne ise bugün de hemen hemen
aynıdır. Kitle üretimi başladığından beri otomobillere performans, görünüm,
güvenilirlik, güvenlik ve fiyata dayalı genelleştirilmiş pazar segmentlerine
göre hedefler konulmuştur. Ancak otomobil endüstrisi bugünkü yeni nesil tüketicilerden
fayda yaratmak için yeni ürün tanıtımını nasıl yapacağını, ne gibi yeni hizmetler
geliştireceğini ve müşterileri ile hangi yollarla bağlantı kuracağını bulmak
için eskiye nazaran daha yaratıcı olmak zorundadır. Otomobil üreticileri, bayileri
ve tedarikçileri, geleneksel satış yöntemleri ve ürün tanıtımlarında dijital
çağın getirdiklerine yol vermeleri gerektiğini artık farkındalar. Sadece geçen birkaç
yıl içinde endüstri, satın alma tercihlerini ve alışkanlıklarını bilmek ve anlamak
için müşterileri ile sınırlı ve seyrek işlemlerden, hızla gelişmekte olan bilgi
ağını oluşturmak ve etkileşim kurmak için yeni yollar bulmaya doğru hareketlenmeye
başladı.
Başarılı perakende sonuçlarına ulaşmanın yolu öncelikle seçkin ürünler ortaya koymakla başlar. Yepyeni otomobiller, araç içi elektronik üniteler, çevrimiçi bağlantıda olmak ve her türlü hizmetler giderek artan bir hızla pazara giriş yapmaktadır. Bu eğilimleri pekiştirmek ve ortaya konacak yenilikler yoluyla statükoyu bozmak amacıyla müşterilere sunulacak yeni imkanları oluşturmak için otomotiv endüstrisinde halihazırda potansiyel var ve hatta artı bir değer veya artı bir pazar oluşturma imkanı da gözüküyor. Otomobil üreticileri zaten bu doğrultuda hareket etmektedir ve hatta hiç unutmuyorum; geçen sene yapılan global bir otomotiv konferansında büyük bir markanın CEO'su önümüzdeki 24 ay içinde 20 yeni ürün tanıtmak üzere gayret göstermekte olduklarını anlatmıştı.
Üretken bir yeni model geliştirme performansı yıllardır
otomobil için temel bir yetkinlik olduysa da müşterileri etkilemek için salt
olarak iyi modellerin olmasının resmin sadece yarısını oluşturduğu artık
anlaşılmıştır. Bugünün müşterilerine hitap eden yeni hizmetlerin de varlığı en
az pazara yeni modeller sunmak kadar önem taşımaktadır.
Değişen bu müşteri beklentilerine cevap verebilmek için, bundan
böyle otomotivcilerin geleneksel araç alım seçeneklerini bu değişim
doğrultusunda tamamlayacak yeni imkanları sunuyor olması gerekmektedir. Bunların
başında ekonomik ve çevre dostu yüksek verimliliğe sahip modelleri piyasaya
sürmesi gelmektedir. Buna ek olarak, araçlarda arzulanan daha kapsamlı bir kişiselleştirme,
güvenlik özellikleri ve sürücü destek imkanları sunabilme amacıyla araç içinde
sunulan çevrim içi sistemlerin yıkıcı bir farklılaşma sağlaması söz konusu
olabilecektir.
Otomotiv üreticilerinin salt bir yeni model üretmenin
ötesinde düşünmesi ve trafik tıkanıklığını gidermek üzere mobilite hizmetleri
sunmak, diğer ulaşım şartları ile ilgili entegrasyon sağlamak ve kullanım maliyetlerini
azaltmak ile ilgili hizmetler sunuyor olması gerekmektedir.
Rakip markaların otomobilleri arasındaki benzer imkanları
ayırt etmek giderek zorlaşmaktadır. Yepyeni modellerin geliştirilmesinde yeni
ürünler ve yeni hizmetlerdeki ivmelenme, müşterilerin mevcut değer beklentilerini
kırarak bu mevcut paradigmadan uzaklaşabilmek için üreticilere fırsatlar vermektedir.
İşte bundan böyle buna "yıkıcı farklılaşma" diyecek ve böylesine bir
farlılaşmayı sağlayacak olan otomobil üreticilerinin rakipleriyle arasındaki
farkı giderek açtığını gözlemliyor olacağız.
Bir çok otomotiv yöneticisinin ağzına pelesenk olan
"sürdürülebilirlik", kavram olarak kanımca anlamını tüketmiştir ve
otomobil perakendeciliği işinde bundan böyle yerini "sürdürülebilir
uyum" kavramına bırakacaktır. Sürdürülebilir Uyum ise ancak ve ancak
yukarıdan aşağıya sağlanacak, yani üreticiden ulusal dağıtıcıya ve dağıtıcıdan
da bayiye uzanan entegre bir sistemle sağlanabilecektir. Bu entegre sistemin
içerisine yeni ortakların katılacağından da hiç kuşkunuz olmasın. Bu
ortaklıklar kimi zaman kendini teknoloji sağlayıcıları olarak gösterirken, kimi
süreçlerde telekomünikasyon firmaları ve kimi alanlarda da alternatif perakende
kanalları olarak gösteriyor olacaktır.
Bir sonraki yazımda "Sürdürülebilir Uyum için Müşteri Deneyimi
= Müşteri Sadakati" ni anlatacağım.
Unutmayalım ki; bugün anlamlı görünen yarın muhtemelen öyle
olmayacak. Bu hiç bitmeyecek !!!
"Asla Vazgeçmeyenler"in yeri, Kazananlar Kulübünde
tekrar görüşmek üzere...